Her insan bir bilmecedir, bulmacadır. Tam çözüp bitirdim sanırsın, birkaç harf yanlış çıkar. Yeniden ve baştan başla bakalım. Soldan sağa, yukarıdan aşağıya; onu karala, bunu düzelt. İyice karışır her şey. Çoğunlukla bulmacayı bırakmak zorunda kalırız. Görüntüsü bile rahatsız eder bizi. Son yıllarımız hep böyle geçti. Nice insanı yanlış tanımanın (çözememek) şaşkınlığı içindeyiz. Biz mi yanlış tanıdık, onlar mı kendilerini başka tanıttılar, bu da ayrı bir konu. Hayal kırıklığımız büyük. Türkiye, sadıklar yurdudur. Hainler gelip geçer, millet ve memleket bâki kalır. Sarımsağı gelin etmişler, kırk gün kokusu çıkmamış. Tutmuş kendini. Saklamış. Sonrası işte bu paralelciler, bölücüler, sahibinin sesi sözde cumhuriyetçiler vs. Hoşgörü, hizmet ve diyalog eşliğinde milletin üzerine yağdırılan bombalar. Ecnebi memleketlerinde müminleri karalamaya yönelik kampanya ve iftiralar. Barış, demokrasi, insan hakları ve halkların kardeşliği söyleminin yanına eklenen sayısız cinaye