Kayıtlar

Nisan, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Adana Adana

Kral, ben, birader Esat ve Fiko bir olup çıktık Kozan`dan - taa Adana`ya kadar vardık :)- bir başka seyreyleydik Adana`yı...

Tam Bağımsız Türkiye` mi? Tam yağlı mı? Ya özgürlük…

               Seçime girecek partilerimizin vazgeçilmez vaatlerindendir. “Tam bağımsız Türkiye” İfade büyük bir acizlik içerir aslında. Bağımsız olanı tam bağımsız yapamazsınız. Az bağımsız, yarım bağımsız, ekmek arası bağımsız da olunmaz. Bağımsız olmadığımızın acı kabulünü içeren bir vaattir, maalesef. Partilerimiz, yapılan yanlışın farkında olmuş ve telafisi mümkün gibi meydanlarda çığırmaya, seçim beyannamelerinde büyük puntolarla yazmaya devam eder dururlar. Sanki ülkeyi tam bağımsız yapma, peyniri tam yağlı yapma gibi kolaydır. Tam bağımsız olmayan bir ülkenin -bağlı olduğu ülkelere rağmen- bağımsızlık sevdası, boş bir hayalden başka bir şey değildir, tüm seçmenlerin de bildiği gibi.  -“Tam Bağımsız Türkiye” —Kime bağlısın be Türkiye, kimlere? — Neden bağlısın peki, kim-kimler nerede yanlış yaptılar? —Hani Güçlü Ordu Güçlü Türkiye” idi. —Hani demokratik ve laiktin. —Hani beğenmediğin ortadoğuya göre çok moderndin ve modeldin. —İran rejimine hep karşıydın. Yunani

DİLİMİZ ZENGİNLİĞİMİZDİR (GOZANCA)

Çok yakında basılacak olan faaliyet bültenimizden bu yazıyı dayanamayıp buraya kadar getirdim. Yazıda Kozan ve Yöresinde (Varsaklar ağırlıklı olarak)  kullanılan kelimelerden bahsediliyor.  Bu güzel yazı için Mustafa Değirmenci Hoca`ma teşekkür ediyorum.  Dil; insanlar arasında anlaşmayı sağlayan doğal bir araç, kendi yasaları içerisinde yaşayan ve gelişen canlı bir varlık, milleti birleştiren, koruyan ve onun ortak malı olan sosyal bir müessese, bin yıllar boyunca gelişerek meydana gelmiş bir sosyal kurum, seslerden örülmüş bir ağ, temeli bilinmeyen zamanlarda atılmış bir gizli antlaşmalar sistemidir.         Dil, diğer insanlarla bütün ilişkilerimizde bize aracılık eden, sosyal bağlarımızı düzenleyen bir vasıta olarak hayatımızın her safhasında mevcuttur. Evde, okulda, sokakta, çarşıda, iş yerinde ve her yerde onunla beraber yaşıyoruz. İnsan konuştuğu dili doğduğu günden itibaren hazır bulur. Fakat dil doğuştan bilinmez. İlk aylarda ağlamalar, taklit, birtakım hareke