Kayıtlar

2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair

Resim
Yakma beni ey şiir Söyle şairlerine artık sussunlar Ah bu kelimeler...  Gayrı biraz uzaklaşsınlar ... Merhum Erdem Bayazıt`ın güzel bir şiirine buyrun hadi: ``Telgrafın tellerini kurşunlamalı’’ Öyle değildi bu türkü bilirim Bir de içime -Her istasyonda duran sonra tekrar yürüyen- Bir posta katarı gibi simsiyah dumanlar dökerek Bazan gelmesi beklenen bazan ansızın çıkagelen Haberler bilirim mektuplar bilirim. Gamdan dağlar kurmalıyım Kayaları kelimeler olan Kırk ikindi saymalıyım Kırk gün hüzün boşaltan omuzlarıma saçlarıma Saçlarının akışını anar anmaz omuzlarından Baştan ayağa ıslanmalıyım Gam dağlarına çıkıp naralar atmalıyım. İçimde kaynayan bir mahşer var Bu mahşer birde annelerinin kalbinde kaynar Çünkü onlar yün örerken pencere önlerinde Ya da çamaşır sererken bahçelerinde Birden alıverirler kara haberini Okul dönüşü bir trafik kazasında Can veren oğullarının. Bir de gencecik aşıkların yüreklerini bilirim Bir dolmuşta yorgun şoförler için beste

Elma Sadece Elmadır...

Elma Belki de Sadece Elmadır  Sizler de sıkıldınız mı, Uzadıkça uzayan masallardan? Korkar mı oldunuz masal canavarlarından? Kulağınıza derinlerden gerçekler fısıldanmasın mı gayrı. Belki de herşey göründüğü kadar karmaşık değildir, Görülmeyeni görme arzusundaki zihnimizdir bu karmaşıklığı isteyen, Ya da gerçekleri gizlemeye hevesli masalcılar... Pamuk prenses ve meşhur masalında mesala Kötü kalpli cadı ve cüceler hiç olmadı ve prenses belki hala uyanmadı. Ya elma, Bu kıpkırmızı elma bize sunulmuş bir ikram olamaz mı. İyi kalpli bir teyze hiç mi kalmadı, Tanımadığı insanların da mutluluğunu isteyen. İnanmak isterim: Elma sadece Elmadır, mis kokulu, lezzetli, ve "Ağustos böceği adanmış bir meşaledir, Anlayan için muştucu duyan için uyarıcı" Sende artık vazgeçsen masalcı. Yaz geldi, Uykucu prensese söyle uyansın artık Bir ağustos böceği yine doğdu Ağaçların tepelerinde* Bir teyze, güzel bahçesinde İkramlar peşindeyse mutluluk için Ben sadece inanma

Günümüzde Öğretmenlik Mesleği...(MEB Vizyon Belgesi 2023)

Resim
Ziya Selçuk’un bakan olmasının kamuoyunda fazlasıyla bir iyimserlik havası doğurduğu hepimizin malumu. Bu iyimserliğin nedeni herhalde, Selçuk’un gerek akademik kariyeri gerekse devlet ve özel sektörde eğitim-öğretim faaliyetlerinin içinde aktif olarak yer almasından kaynaklanıyor. Tabii ki bu durum Selçuk’a yönelik de bir haksızlık sebebi. Asırlık maarif sorunumuzu tek başına çözebileceğine inanmak biraz saflık ve hadsizlik olur. Hele ülkece hemen hiçbir konuda gömleğimizin ilk düğmesini doğru iliklemeyi becerememişken... *** Kafamda birtakım cevapları olmakla birlikte hep düşündüğüm başat sorunlarımızdan birisi insanımızın hal ve davranışlarının neden Kapıkule’nin iki tarafındayken, güçlü ya da zayıfken (amir-memur iken) farklılaştığı meselesi. Bunun bir izahı olmalı. Neden insanımızın bu çeşit bir çifte standardı var? Acaba sorun bir zamanlar babamın bir çırpıda çözdüğü kadar kolay mı? “Seni okutan hocanın…” diyerek tüm suçu okula ve öğretmene mi atacağız? Hadi o vakitler

Şanlı Medine Direnişi

Resim
100 yıl önce, tam da bugünlerde, Osmanlı Yıldırım Ordular Grubu’nun komutanları Filistin, Hicaz, Lübnan, Ürdün ve Suriye topraklarını geride bırakıp hızla kaçarken, çölün ortasında bir komutan, kuşatılmış şehrini, Hz. Peygamber’in mübarek Ravza’sını, Medine’yi İngilizlere karşı kahramanca savunuyordu. Nablus’tan Halep’e kadar Osmanlı şehirleri 2 hafta içinde İngilizlere bırakılmıştı; Fahrettin Paşa ise Medine’yi 2,5 yıl savunacaktı. Osmanlı yenilecek, Fahrettin Paşa yine de şehrini, Medine’yi terk etmeyecekti… Cemal Paşa’nın kumanda ettiği 4. Ordu’nun Kurmay Başkanı Ali Fuat Erden, Medine müdafaasını hatıralarında bütün detaylarıyla anlatmış. Özetleyelim: 1916 yılının Mayıs ayında Cemal Paşa 12. Kolordu Komutanı Fahrettin Paşa’ya uzunca bir emir yazar, derhal Medine’ye hareket etmesini, Medine’ye ziyaretçi gibi girip orada bir müddet kalmasını, eğer isyan çıkacak olursa bütün kuvvetlerin komutanlığını ele alıp Medine’yi savunmasını emreder. Fahrettin Paşa Medine’ye vasıl olduk

Sana sevgimiz baki olsun Efendim....(Eşref Ziya Terzi - Sensiz)

Resim
Günümüzün materyalist dünyasında, Müslümanın var olması için,  Allah ve Peygamber sevgisi ile kalbini doldurması gerekir. Bu sevgilerin yerini ne ana, ne yar, ne de evlat hiç bir şey alamaz.Hepsi feda olmalı bu öz sevgiye. (Anam babam feda olsun sana Ya Resulallah). Bu dünyada başka ne alırsa bu sevgilerin yerini küfür olur. İnsan her şeyini kaybeder Allah korusun! Önce Allah sevgisi, sonra Peygamber...     Türk İslam kültüründe de Peygambere duyulan sevginin çok önemli bir yeri vardır. Alimler, şairler, aşıklar sürekli yazmışlardır. Efendimizi anlatmışlardır, ona aşkı ilan etmişlerdir defalarca. Halk da bu eserleri her zaman baştacı yapmıştır. Mevlid-i Şerifler düğünlerde cenazelerde kitabı mukaddesten sonra yerini almıştır.     Müslüman bu sevgiyi kendine itiraf ettikçe kalbi genişler. Gözlerinden yaşlar aktıkça samimiyeti ve takvası da artar.  Manevi yolculuğunda yükselişinde önemli mesafeler alır. Efendimizi sevmek tüm insanlığı sevmektir aslında. Onu sevmek Ümmeti sevmektir. K

Mehmet Âkif’in yayımlanmamış şiiri

Resim
İstiklal Şairi Mehmet Âkif Ersoy’un, daha önce hiç yayımlanmamış ‘Allah’ isimli şiiri, ilk kez ‘Dergah’ dergisinin 339. sayısında edebiyatseverlerle buluştu. Şiir, akademisyen Mustafa Koç tarafından, döneme ait notlar tutan, yazılar yazan ve belge toplayan Cemalettin Server Revnakoğlu’nun arşivinden gün yüzüne çıkarıldı. Derginin genel yayın yönetmeni Ali Ayçil, Prof. Dr. Mustafa Koç’un mart ayından bu yana Revnakoğlu’nun arşivinden bazı bölümleri Dergah’ta yayımladığını söyledi. Revnakoğu’nun arşivinde Mehmet Âkif’le ilgili bölümlerle ilgili Ayçil, şunları kaydetti: “Akif, baytar mektebinden birincilikle mezun olur olmaz Adana’ya atların ıslahı için gönderiliyor. Orada, hocası olan ve aynı zamanda babası öldükten sonra kendisine kol kanat geren Arap Hoca’ya münacat şeklinde uzun bir şiir gönderiyor. Bizim yayımladığımız bu şiir, onun giriş yani ma’k kısmı. Diğer kısmı henüz ortada yok. Gençlik döneminde ilk yazdığı şiirlerden biri olduğunu söyleyebiliyoruz.” Ayçil, şii

Halime Sultan Hangi Tarihte Nasıl Öldü?

Resim
Halime Sultan tarihte nasıl öldü? Dün akşam ekrana gelen Diriliş Ertuğrul son bölümde Halime Sultan'ın ölümü, izleyen herkesi gözyaşlarına boğdu. Son bölümden sonra yayınlanan Diriliş Ertuğrul yeni bölüm fragmanında da Halime Sultan'a veda edildi. Bölüm sonrasında Halime Sultan kimdir, Halime Sultan tarihte nasıl öldü gibi soruların cevapları araştırılmaya başlandı. İşte Halime Sultan'ın hayatına dair bilgiler... Halime Sultan'ın Diriliş Ertuğrul son bölümde ölümü, izleyenleri duygulandırırken aynı zamanda meraklandırdı. Halime Sultan kimdir, ne zaman öldü, nasıl öldü şeklinde sorular sorulmaya başlandı. Diriliş Ertuğrul'da Osman Bey'in doğumu ile ölen Halime Sultan'ın bu sahnesi ile dizide bir kez daha tarihsel bir hata yapıldı. Halime Sultan'ın ölüm tarihi 1281 olarak bilinirken Osman Bey'in doğumu ise 1258. Neden böylesine büyük bir hata yapıldığına dair bir açıklama yok. Halime Sultan'ı canlandıran Esra Bilgiç ile yapımcılar arasında bi

İstiklal Marşımızın Mevcut Bestesi ve Farklı Besteler Üzerine

Resim
           İstiklal Marşı, Merhum Mehmed Akif tarafından yazılmış, bu milletin Müslüman evlatlarının yirminci asra seslenişidir. Yazıldığı zaman ve içerdiği anlam itibarıyla bu marş, müellifini aşarak milletin olmuş, müellifi Mehmed Akif ise - kuşkusuz öncesinde de çok değerliydi ama- bu marşı yazdıktan sonra İstiklal şairi mertebesine yükselmiştir.           İstiklal Marşımızın her kıtası kendi içinde bir bütünlük arz ederken, baştan sona 10 kıta da bir bütünlük arz eder. Özetle marşımızı hiç bir kıtasını, mısrasını kaldırıp atamayız, attırmayız. Durum böyleyken, marşımızın bugünkü bestesinde - Osman Zeki Üngör bestesi -  maalesef kelimeler parçalanmakta, anlam bütünlüğü dağılmaktadır. Müzik olarak çok sevsekte bu besteyi, şiiri müziğe uydurmak zorunda olduğumuz için , mısralar ve hece ölçüsü bozularak, uygulamada bazı anlamsız kelimeler ortaya çıkmaktadır. Korkma sönmez bu şafak  larda yüzen alsancak sönmeden yurdumun üstünde tüten  en son ocak O be nim milletimin  yıldız

Bedirhan Gökçeden Etkileyici İstiklal Marşı Okuması - Kum Sanatı İle

Resim
Bedirhan Gökçe`nin youtube kanalında 8 Şubat 2018 tarihinde " Bedirhan Gökçe İstiklal Marşı 2018 YILININ SÜRPRİZ KLİBİ " başlığıyla yayınlanan çok beğendiğim İstiklal Marşı okuma performansını buraya koymadan yapamadım.  Kum sanatı çalışması, fon müziği ve Bedirhan Gökçenin etkileyici okuması birleşince çok güzel bir çalışma ortaya çıkmış. Kaç defa dinledim bilmiyorum. Her seferinde ilk dinlemiş gibi oluyor ve tekrar tekrar dinlemek istiyorum.

Elidor Reklamında verilen mesaj - İlluminati - "EL ALEM COLLECTION"

Resim
8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle ülkemizde ve tüm dünyada kadınlarla ilgili birçok haber, reklam, tv programı vb. içerikler hem tv`de hem de başka mecralarda gösterildi. Bunlardan bir tanesi de Unilever firmasının şampuanı olan ELİDOR`un reklamı: "EL ALEM COLLECTION". Şimdi bu reklamı ve anlatılanları inceleyelim. Not: Bu yazıda anlatılanları komplo teorisi ve gülünç olarak görüyorsanız, artık bırakın bu saçmalıkları, illuminati de neymiş, uydurmayın böyle şeyler diyorsanız; lütfen bu satırdan sonra devam etmeyin.  İşte Reklam:  Dikkatlice izleyelim. Hem verilen mesajı hem de reklamdaki grafikleri anlamaya çalışalım. Reklam çok hareketli, enerjik ve kısa film tadında... Özetle çok başarılı. İzleyince mest oluyorsunuz. Vay be diyorsunuz kadınlarımız, kızlarımız neden özgür bırakılmıyor, neden el alem ne der baskısıyla tutsak ediliyor!Haydi kızlar dışarıya, hoplayın zıplayın! Reklamda verilen mesajlar bize bir yerlerden tanıdık geliyor. Hatırlarsanız İ

Süleyman Askeri Kimdir?

Resim
Osmanlıların I. Cihan Harbi’nde Irak Cephesi’ndeki mücadelesi, diğer pek çok cephede olduğu gibi takdire şayandır. Süleyman Askeri Bey’in, Basra’da bir avuç kahraman Osmanlı askeri ile sedye üzerinde yaralı bir halde İngilizler’e karşı verdiği mücadele, hala destansı bir öykü gibi anlatılır. MURAT KUTLU Meşrutiyetin ilan sürecinde ismi çok geçen, Teşkilat-ı Mahsusa’nın da lider kadrosunda yer alan Süleyman Askeri Bey; Makedonya’da yürütülen çete takibinde kendini göstermiş, Rumeli’de Sultan II. Abdülhamit’e karşı olan genç subaylar arasında yer almış, gayet teşkilatçı ve maceraperest bir insandı. Meşrutiyetin ilanından sonra biraz geri planda kalmış, Bağdat’taki jandarma birliklerinin ıslahı için Albay Nuri Beyle Irak’a gitmişti. İtalyanların Trablusgarp’ı işgal teşebbüsü karşısında kılık değiştirerek yakın arkadaşlarıyla beraber Bingazi’ye gelmiş, Enver ve Mustafa Kemal Paşalarla birlikte mücadeleye katılmıştı. Trablusgarp Savaşı’nın bitimiyle birlikte emekliye ayrılana kadar Ba

Cem Karaca`nın Şarkısında Geçen Üçler, Yediler, Kırklar Mevzusu Üzerine...

Resim
Ricalullah(ricalü'l gayb) : Tarikatta Üçler-Yediler-Kırklar İnanışı        Cem Karaca nın meşhur şarkısı  "Allah Yar" şarkısını hiç dinlediniz mi?  Anadolu Sufi geleneğinden izler taşıyan bu şarkı Cem Karacanın son dönemlerindeki ruhaniyetini bize çok güzel özetliyor. Şarkının son bölümünde de şöyle bir ifade geçiyor: Üç var yedi var Oniki var kırk var Altı bin altıyüzaltmışaltı  inen var Allah yar yar    M erhum Cem Karacanın şarkısında geçen, tarikatte de Ricalullah olarak bilinen bu mevzuyla ilgili bir yazı yazılmıştı bloğumuzda. ( yazı için tıklayınız ).   Merhum Derman Hocanın bir rivayetinde de geçiyordu mevzu. Tabi kimse ne kadar doğru ne kadar efsane bilemiyor . Çünkü anlatılanlar bugünkü insanın aklına ve inanma biçimine fazla geliyor. Maalesef bugün insan sadece gördüğüne ve teknolojinin gösterdiğine inanabiliyor. Maneviyat ya da metafizik sadece fantastik filmler için birer malzeme.  M odern zamanların insanı cinlere inanbilir mi ?