.:Blog Ne Var Ne Yok:.

...Şimdi bunu içinde bulunduğumuz şartlarıyla çağın şartlarını da ele alarak konuşmamız gerekecek. Bunlardan birisi de şudur. Biz artık sözlü kültürün dünyasında yaşamıyoruz. Yazılı kültürün de dünyasında yaşamıyoruz. Biz görüntü kültürünün dünyasında yaşıyoruz. Görüntü kültürünün dünyasında yaşamak demek, her şeyin gösteriye dönüştüğü, bir bakıma alenileştirildiği, alenileştirme çabası içinde bir dünya demektir. Siz bir şeyi görüntüye, şova dönüştürüyorsanız, gösterişe dönüştürüyorsanız, siz aynı zamanda onun içini boşaltıyorsunuz demektir. Bu birbirine paralel giden bir şeydir. Dolayısıyla bugün karşılaştığımız benim kanaatime göre yoğun bir dindarlık gibi görünüyor ki, kısmen Kemalistler bunu böyle söylüyor, ama Müslümanlar bu sözü dikkate alırlarsa yanılırlar. Çünkü onlar bu işi anlamamışlardır. Başından beri anlamadılar. Bu bir dindarlaşma değildir, bizim anladığımız anlamda dindarlaşma değildir. Dindarlık fıkıhla beraber gelir. Bu fıkhı olmayan dindarlaşmadır. Dolayısıyla bunun

Ayların en güzelinin güzel bir akşamında Sana secde etme şerefini bahşettiğin için Milyonlarca kez Şükürler olsun Ey secde ve şükür makamı... Secdelerimizle kaldır ayağa Tevbelerimizle yaşlandır, Şükürlerimizle büyüt bizi.. İmanimizi arttır, Samimiyetimizi, yakınlığımızı Sana olan bagliligimizi arttır... Secdelerden ayırma bizi Senden ayırma, Cemalinden ayırma... Bize secdeleri öğreten Nur-u Nebiden ayırma. Onun kutlu yoluna canlar feda, Onun yolundan ayirma... Sinan Kardaş

Ayların en güzelinin güzel bir akşamında Bir kutlu mekanda birleşti eller, Kıyamdı bu, bir duruştu zamana karşı, Geride bırakırken velvelesini hayatın Uyanmak için ne güzel bir zamandı. Ey ulu kişi, yine sen tarafından vurulduk Yine düğümlendi boğazımız Tüylerimiz de kıyama durdu seninle Duyarken sonsuzluğun çağrısını  Bağlanmak için ne güzel bir zamandı. Huzur dolu o loş mekanda Taş duvarlar uğurluyordu bizi Bedenimizi izledik uzaklardan Alinmisken geri dönülmez mesafeler  Kaybolmak için ne güzel bir zamandı. Göç başladi sevgiliye Sonsuzluğa yaklaştı benligimiz  Alinlar aydınlattı tüm karanlığı Adini sayarken tüm hucrelerimiz  Kavuşmak için ne güzel bir zamandı. Yeminler fisildiyor dudaklar Yeminler senin birliğine Ve selam olsun sende gelen herşeye Hiç bir şey istenmez gayrı Ölmekle bitecekse bu gurbet Ölmek için ne güzel bir zamandı. Ayların en guzelinin güzel bir akşamında Uyanmak için, Bağlanmak için, Kaybolmak için, Ve nihaye

ağaca sarıldım bekliyorum gelecek misin önce meşe ağacına sarıldım sonra selvi söğüt ılgın ve denizin sesi bıraktım hepsini tepelere çıktım rüzgâr daha yukarılara sürükledi beni o en yalnız ağacı buldum hasretle sarıldım ona ağladım seni düşündüm gelecek misin ey denizlerin sırrı açan sarı lalelerin ıtırların dağ başındaki kardelenlerin ve gülün kanımda açan gülün sırrı senin hediyen benim gelecek misin