Şeriat ve Kol Kesme Üzerine

          Şeriat bahsi açıldığında, ilk akla gelen Şer-i uygulamalardan birisi, hırsızlık suçunun cezası olan kol kesme işlemidir. Çağımız şartlarına göre değerlendirildiğinde şiddet içerdiği ve telafi hakkı sunmadığı için İnsan hak ve hürriyetlerine aykırı bir uygulama olarak kabul edilir bazı kesimler tarafından. İnsan tabiatına da aykırı bulanabilir ve çağ dışıdır yine bazılarınca Şeriat uygulamaları.
    Peki soruyorum: İnsanlık tarihinde en önemli "humanist" belge olarak kabul edilen Veda Hutbesinin sahibi Kainatın Efendisine indirilmiş  Hak dinin kuralları çağ dışı mıdır? Şeriat; Hak dinin cemiyet hayatını düzenlemek amacıyla getirmiş olduğu, kaynağını Kuran-ı Kerim`den alan kurallar değil midir? Her tür mahlukatın yaratıcısı sonsuz kudret sahibi Rab, bizi bizden daha iyi bilmez mi? Bize uygun gördüğü kurallar bizim için en hayırlı olan değil midir?
   Sorularıma her samimi Müslümanın aynı cevabı vereceği kanaatindeyim Sevgili dostlar. Gerçek şu ki insanoğlu ne zamanki Şer-i hükümlerden uzaklaştı ve kendi kanunlarını kendisi koymaya başladı. İşte o zaman ictimai düzen bozuldu, toplumsal ahlak çöktü, yozlaşma ve dejenerasyon arttı. Daha çok kurala karşı ve daha çok anarşi oldu. Daha çok güvenlik görevlisi vazifelendirilmesine rağmen daha çok suç meydana geldi. Daha fazla söze gerek yok artık çünkü her şey söylendi.
      Üstad NECİP FAZIL`ın Aynadaki Yalan romanında geçen bu diyalog, bir çok sorunun cevabını içeriyor. Buyurun:
  -Duyduğumuza göre garip bir doçentlik tezi hazırlıyormuşsunuz. Şeraitle iç içe İslâm tasavvufuna ait bir tez. Ve ona büyük bir eser çapında hazırlık yapıyormuşsunuz. Ne zamandan beri şeraitçi oldunuz?
- Yunus Emre’nin “Ballar balını buldum” dediği tasavvufa el attığım günden beri…
- Şeriate mi, tasavvufa mı, hangisine tutunuyorsunuz?
- İki elimle tutunduğum dal birdir.
Öbür profesör:
- Hırsızlık edenlerin kolunu kesen şeraiti çağımıza nasıl uydurabilirsiniz?
- Hırsızlık cemiyetin kolunu kesmektir. Cemiyetin kolunu keseni kolsuz bırakmaksa toplumu kurtarmak… Şeriat, hırsızlık sürsün ve boyuna kol kesilsin diye emretmez; hırsızlık kalksın ve kol kesilmesin saadetini getirir. Yani hastalık iyi olsun… Neden vücudu kurtarmak için kol kesen cerrahı suçlamıyoruz?
- Adaletsiz bir cemiyette hırsızlık kesilemez ki, bu kadar acı bir cezaya katlanılabilsin?...
- Gerçek adaletin şartları da şeraitte… Buna rağmen suç işleyenlere verilecek ceza da bir tedavi…
Başka bir profesör:
- Siz bu fikirlerinizle çağ dışı kalmaya mahkûmsunuz. Yazık, ne kadar da istidatlı bir gençsiniz! Kıymayın kendinize!...
- Çağ dışı olmak için önce çağ nedir, onu anlamak, peşinden bütün illetleriyle çağımızı bilmek lazımdır. Çağ bir takvim işi değildir. Asıl, doğum sancısı çekenlere “ çağ dışı” mührünü basanlardır ki, çağ dışıdır. Kendi kendilerine yetemeyen, çağların gebe kaldığı yavruları göremeyenler, onların yüz çizgilerini heceleyemeyenler…İslâmiyet lâv gibi fışkırdığı devirde çağının neresindeydi, üstünde mi, altında mı, içinde mi, dışında mı?... Çağ dediğiniz, onu açanın, geçmişi kapatanın ve geleceğe hükmedenindir.
Anahtar Kelimeler: Şeriat, Kol kesme, Aynadaki Yalan, Necip Fazıl

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mabel Matiz -Ya Bu İşler Ne-illuminati ifşası

Cem Karaca`nın Şarkısında Geçen Üçler, Yediler, Kırklar Mevzusu Üzerine...