Nihayet Safahat Okumalarımız Başlıyor...

   
           Merhum Mehmet Akif, Üstad Necip Fazıl, Cemil Meriç, Sezai Karakoç vb... isimler bu milletin gençlerinin her zaman anlaması gereken fikirlerin, başvurması gereken kitapların ve sahip çıkılması elzem davaların müellifleri. Her zaman istifade edilmesi gerekiyor. Her dönem üzerine düşünülmesi ve konuşulması gerekiyor.
          Mehmet Akif, Osmanlının son dönemi, Milli Mücadele ve Cuhmuriyetin ilk dönemlerine şahitlik yapmış müthiş bir kaynak bizler için. Ayrıca hafız, söz sultanı, dava ve aksiyon adamı.

       Akif'i anlamak onu okumakla yeterli olamayabiliyor bazen. Döneminde kullanılan dilin zenginliğini yansıttığı şiirleri, maalesef bize yabancı ve anlaşılmaz gelebiliyor. Bu sebeple Akif okumaları yapmamız, safahat okuma grupları oluşturmamız gerekiyor. Zira Akif, okunmayan, anlaşılmayan, yabancılaşan İstiklal Şairi mitine dönüşmek üzere. Aslında Akif'imizi çok seviyor, İstiklal Marşımızı çok önemli buluyoruz. Ama maalesef Safahat'ın kimin kitabı olduğunu bilmeyenlerimiz var. Maalesef Akif'i bir yere çıkardık, bir zirveye. Oradan aşağıya indirmiyoruz. Oysa, ona yanımızda ihtiyacımız var. Başucunda ihtiyacımız var. Bir efsane olarak değil, bir kanaat önderi olarak, bir dava adamı olarak.

''Allah'a dayandım! '' diye sen çıkma yataktan...
Ma'na-yı tevekkül bu mudur? Hey gidi nadan!
Ecdadını, zannetme, asırlarca uyurdu;
Nerden bulacaktın o zaman eldeki yurdu?
Üç kıt'ada, yer yer, kanayan izleri şahid:
Dinlenmedi bir gün o büyük nesl-i mücahid.
Alemde ''tevekkül'' demek olsaydı ''atalet''
Miras-ı diyanetle yaşar mıydı bu millet?
Çoktan kürenin meş'al-i tevhidi sönerdi;
Kur'an duramaz, Nezd-i İlahi'ye dönerdi.

''Dünya koşuyor'' söz mü? Beraber koşacaktın;
Heyhat, bütün azmi sen arkanda bıraktın!
Madem ki uyandın o medid uykulardan,
Bir parçacık olsun, hadi, hiç yoksa, kımıldan.
Dünya koşuyorken yolun üstünde yatılmaz;
Davranmayacak kimse bu meydana atılmaz.
Müstakbeli bul, sen de koşanlarla bir ol da;
Maziyi, fakat, yıkmaya kalkışma bu yolda.
Ahlafa döner, korkarım, eslafa hücumu:
Mazisi yıkık milletin atisi olur mu?

Ey yolcu, uyan! Yoksa çıkarsın ki sabaha:
Bir kupkuru çöl var; ne ışık var, ne de vaha


          Uzun zamandır, Akif'i anlamak üzere yapmaya çalıştığımız Safahat okumalarına nihayet başlıyoruz. Kozan Genç Memur-sen çatısı altında Halk Eğitimi Merkezi işbirliğinde, dava adamı Fevzi Karacan eşliğinde derslerimiz başlıyor. 6-27 Nisan arası, her Çarşamba akşam, 6-8 arası Safahat derslerimize bekliyoruz. 
Programla ilgili detay için resme tıklayınız.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mabel Matiz -Ya Bu İşler Ne-illuminati ifşası

Cem Karaca`nın Şarkısında Geçen Üçler, Yediler, Kırklar Mevzusu Üzerine...