Şanlı Medine Direnişi
100
yıl önce, tam da bugünlerde, Osmanlı Yıldırım Ordular Grubu’nun komutanları
Filistin, Hicaz, Lübnan, Ürdün ve Suriye topraklarını geride bırakıp hızla
kaçarken, çölün ortasında bir komutan, kuşatılmış şehrini, Hz. Peygamber’in
mübarek Ravza’sını, Medine’yi İngilizlere karşı kahramanca savunuyordu.
Nablus’tan Halep’e
kadar Osmanlı şehirleri 2 hafta içinde İngilizlere bırakılmıştı; Fahrettin Paşa
ise Medine’yi 2,5 yıl savunacaktı. Osmanlı yenilecek, Fahrettin Paşa yine de
şehrini, Medine’yi terk etmeyecekti…
Cemal
Paşa’nın kumanda ettiği 4. Ordu’nun Kurmay Başkanı Ali Fuat Erden, Medine
müdafaasını hatıralarında bütün detaylarıyla anlatmış. Özetleyelim:
1916
yılının Mayıs ayında Cemal Paşa 12. Kolordu Komutanı Fahrettin Paşa’ya uzunca
bir emir yazar, derhal Medine’ye hareket etmesini, Medine’ye ziyaretçi gibi
girip orada bir müddet kalmasını, eğer isyan çıkacak olursa bütün kuvvetlerin
komutanlığını ele alıp Medine’yi savunmasını emreder. Fahrettin Paşa Medine’ye
vasıl olduktan kısa süre sonra Şerif Hüseyin ve oğulları, İngilizlerden
aldıkları para karşılığında Osmanlı’ya isyanı başlatırlar. Hicaz isyanı ilk
olarak Medine’den başlamıştır ama Fahrettin Paşa, “Hakk’ın inayetine ve
Peygamber'in ruhaniyetine istinat ederek çalışan Mehmetçikleriyle”
saldırganları perişan eder, hatta önüne katıp Medine’nin 25 kilometre dışına
kadar kovalar. Fahri Paşa, yazdığı mesajda, “buraya kadar nasıl
gelebildiğimizi, susuzluktan ve açlıktan neler çektiğimizi, hayvanatın arpa ve
ot fıkdanından ne hale geldiklerini tasvir edemem” demektedir. Az imkanla çok
iş başarılmıştır.
1916
yılının Ağustos ayında Enver Paşa Mekke’nin geri alınması için sefer
hazırlığına girer. Medine’den Mekke’ye tren hattı döşenmesi için raylar bile
hazırlanır. Ancak bu seferin imkansız olduğu anlaşılır ve vazgeçilir.
Kuşatma
altındaki Medine’de şartlar daha da zorlaşmaktadır. Medine’de yaşayan sivil
halkın Şam’a tahliyesi kararı alınır. Fahrettin Paşa, Medine’ye destek kuvveti
gönderilmesi için yalvarmaktadır ama Sina’da İngilizlerle çarpışan Osmanlı
Ordusu’nun Medine’yi takviye edebilme gücü yoktur.
1917
yılı başında, İstanbul, Fahrettin Paşa’yı görevden almak ister. Yerine İsmet
(İnönü) düşünülmüştür ama yaşının küçüklüğü nedeniyle vazgeçilir. Enver Paşa,
Medine’ye, Fahrettin Paşa’nın yerine, Hicaz Seferi Kuvvetler Komutanı olarak
Mustafa Kemal Paşa’nın tayin edilmesini emreder. Mustafa Kemal Şam’a gelir.
Yetkilerinin artırılması için Cemal Paşa ile pazarlığa girer. Hatta Medine’nin
artık savunulamayacağını, tahliye edilmesi gerektiğini savunur. Cemal ve
Mustafa Kemal Paşa’lar, Enver Paşa’nın da onayını alarak, Şam’daki bir odada
Medine’nin tahliye kararını alırlar. Tam o anda elektrikler kesilir. Cemal
Paşa’nın yüzü sapsarı kesilmiştir; Mustafa Kemal’de hiç tepki yoktur.
Tahliyeden vazgeçilmez.
Medine-i
Münevvere’nin tahliyesi vazifesini Mustafa Kemal’e verirler ama Mustafa Kemal
bu görevi reddeder. Ali Fuat Erden, “memleket ve İslam alemi nazarında nam ü
şanını gölgelendirmek istemiyordu” diye yazar. Mustafa Kemal, birkaç ay sonra
da atandığı 7. Ordu Komutanlığı’ndan istifa edecek, istifasından 2 ay sonra
Kudüs düşecektir.
15
Mart 1917’de Enver Paşa Cemal Paşa’ya “mahrem” notuyla bir emir gönderir ve
“Medine’nin tahliyesini emrediyorum” der.
Fahrettin
Paşa bu emir karşısında adeta yıkılmıştır. 18 Mart 1917’de şu tarihi telgrafı
gönderir: “Emrinizi aldım. Bunu ağlamadan okumak kabil olmadı. Böyle ansızın
Medine’yi tahliyeye karar verilmiş olmasına mütehayyir ve kat’iyyen muhalifim…
Medine’yi, Hazret-i Peygamber’in Ravza-i Mutahharasını, mühim ağırlıkların
sevkinden sonra, son dakikaya kadar muhafaza ile ecdadımızın Medine’ye,
anavatanımızın kalpgahına yerleştirmiş oldukları Osmanlı bayrağının bana
kaldırtılmamasını kemal-i hürmetle istirham ederim.”
Fahrettin
Paşa’nın bu ısrarı karşısında, Padişah, Sadrazam Talat Paşa, Enver ve Cemal
Paşalar Medine’nin tahliyesinden vazgeçer, Fahrettin Paşa’ya az da olsa para ve
erzak desteği vermeyi kararlaştırırlar.
Osmanlı
Devleti, Fahrettin Paşa’nın kahramanca savunduğu ve son dakikaya kadar savunma
sözü verdiği Medine’nin tahliyesinden vazgeçmiştir. Fahrettin Paşa, bu tarihten
sonra 2 yıl daha Medine’yi ve Şam’dan Medine’ye uzanan Hicaz demiryolunu
muhafaza edecektir. Kudüs, Amman, Nablus, Hama, Humus, Şam, Beyrut, Halep’i
arkasında bırakıp kaçan komutanlar yıllar sonra “kahraman” olarak şan ve ün
yaparken, çölün ortasında, artık sadece kuşatılmış bir adacık olan Medine’yi,
İstanbul’un “teslim ol” emirlerine rağmen bırakmayan Fahrettin Paşa unutulmaya
mahkum edilecektir.
Ali
Fuat Erden, Ankara’da Fahrettin Paşa’yı son kez gördüğünde Paşa’nın kendisine
şunu söylediğini nakleder: “Bir asker, tekaüt (emekli) olmadan önce ölmeli!”
Fahrettin
(Türkkan) Paşa, şanlı direnişinin 100. yıldönümünde hatırlanmayı herkesten çok
hak ediyor. Mekanı Cennet olsun…
Bu makale Aydın Ünal`ın "Şanlı Medine Direnişi " adlı köşe yazısından (15 EKim 2018 Tarihli Yenişafak Gazetesi) alıntıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder
küfür istemiyoruzzzz