Bugüne Kut Bayramı Namını Veriyorum...Mirliva Halil

   
      Osmanlı ordusu, birinci dünya savaşında, Irakta İngilizlere karşı büyük bir zafer kazandı.Kut-ül Amare. Takvimler 29 Nisan 1916'yı gösteriyordu. Zafer çok büyüktü. İngilizler perişan olmuştu. Büyük Komutan Halil Kut Paşa ve askerleri İngilizleri ezerek mağlup etmiş, sözde hasta adam, hasta yatağındayken Emperyalistlere müdhiş bir tokat atmıştı. İşte o Halil Kut Paşa, büyük zaferden sonra askerlerine:

“Arslanlar! Bütün Türklere şeref ve şan, İngilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın güneşli semasında, şehitlerimizin ruhları sevinçle gülerek uçarken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum. Ordum gerek Kut karşısında ve gerekse Kut'u kurtarmaya gelen ordular karşısında 350 subay ve 10 bin erini şehit vermiştir. Fakat buna karşılık bugün Kut'ta 13 general, 481 subay ve 13 bin 300 er teslim alıyorum.
Bu teslim aldığımız orduyu kurtarmaya gelen İngiliz kuvvetleri de 30 bin zayiat vererek geri dönmüşlerdir. Şu iki farka bakılınca, cihanı hayretlere düşürecek kadar büyük bir
fark görülür. Tarih bu olayı yazmak için kelime bulmakta müşkülata uğrayacaktır. İşte Türk sebatının İngiliz inadını kırdığı birinci vakayı Çanakkale'de, ikinci vakayı burada görüyoruz. Yalnız süngü ve göğsümüzle kazandığımız bu zafer yeni tekemmül eden vaziyet-i harbiyemiz karşısında muvaffakiyet-i atiyemizin parlak bir başlangıcıdır. Bugüne Kut Bayramı namını veriyorum. Ordumun her ferdi, her sene bu günü tesit ederken şehitlerimize Yasinler, Tebârekeler, Fatihalar okusunlar. Şühedamız, hayatı ulyatta, semavatta kızıl kanlarla pervat ederken, gazilerimiz de âtideki zaferlerimizle nigehban olsunlar.” Mirliva Halil 


1918 yılına kadar kutlandı (iki sene)  Paşanın bahsettiği Kut bayramı. Daha sonra unutturuldu İngiliz baskısıyla. Ama bu gün görevimiz, Çanakkaleyi, nasıl her 18 Martta tekrar yaşıyorsak ve canlı tutuyorsak, Kut-ül Amare zaferini de unutmamak, unutturmamak. Diyor ya Akif :
Ecdadını, zannetme,asırlarca uyudu;
  Nerede bulacaktın o zaman eldeki yurdu?."

Evet, ecdad uyumadı, her türlü yanlışa rağmen, korkmadan küffara karşı savaştı. Kınaladı analar evlatlarını, yolladı cenge. "Son nefer şehid olana kadar mücadele devam etmeli" düsturuyla...

Korkma! 
Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz;
Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz!
Düşer mi tek taşı, sandın, harîm-i nâmûsun 
Meğer ki harbe giren son nefer şehîd olsun.


İngilizlere karşı kazanılan Büyük Kutül Amare zaferi kesinlikle unutulmamalı, bir bayram gibi kutlanmalı Paşanın vasiyeti üzerine. Çünkü; Ümit ister millet, 
Ümide hasret geçmişken iki asır; yeis bataklığından kurtulmak ister. Diriliş ümitle olur. Hakk için,  Adalet için,  Ümmet için, Hasretle bekleyen mazlumlar için. Diriliş, tekradan ...  

Azmiyle, ümîdiyle yaşar hep yaşayanlar;
Me yûs olanın rûhunu, vicdânını bağlar,
Lâ´netleme bir ukde-i hâtır ki: Çözülmez...
En korkulu cânî gibi ye´sin yüzü gülmez!


Kut bayramı tarih kitaplarının tozlu sayfalarında kalmasın, büyük zaferler unutulmasın... Bayramınız kutlu olsun

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mabel Matiz -Ya Bu İşler Ne-illuminati ifşası

Cem Karaca`nın Şarkısında Geçen Üçler, Yediler, Kırklar Mevzusu Üzerine...