03 temmuz 2007 salı; ne gündü be....

her şey sedatın beni aramasıyla başladı. sedat beni aradı ve bizde mp3 playerını unuttuğunu söyledi. sabah aştiye getirebilir misin abi dedi. bende ona karşı zaten eziktim olur dedim. adam ne zaman dan beri evine çağırıyordu gidemiyordum. daha sonra yatmadan msn de best le konuştum onlarda yarın okula gidip çıkış işlemlerini halledecekmiş. iyi dedim bende aştiden okula geçer fırsat bulmuşken o işlerimi hallederim diye düşündüm. bunlardan önce aydınla(gazi tıpta. çocukluk arkadaşım) konuşup onu ziyarete geleceğimi söylemiştim. ve yattım sabah erken kalkmak üzere. düşündüğüm gibi erkenden saat 7 de uyandım. hakkıyı kaldırmak için yarım saat uğraştıktan sonra aştiye doğru yola çıktım. bu arada hakkıyıda uyandıramadım. aştiye geldiğimde sedat biletini bir saat ertelediğini söyledi. bende o zaman ne bok yiyeceğimi düşündüm ve hem sedata bilet ayırıp hemde o firmaya mp3 playeri bırakmaya karar verdim. ve bıraktım. inanılmaz dı gerçekten bırakmıştım. neyse sonra armadanın ordaki durağa gelip okul arabasını beklemeye başladım. ankarayı bilenler EGO ları çok yakından tanır ve beklediğin zaman ne kadar geç geldiğini bilirler. ve o sırada gideceğin yerden vazgeçmek için ne kadar mazeret ürettiğini ve bunları üretirken de ne kadar yaratıcı olduğunuzu söylemeye gerek yok herhalde. bütün gitmekten vazgeçme fikirlerine rağmen 1 saat bekledim ve hacettepe egosu geldi. o arada ankarının sabah saatlerindede ne kadar sıcak oludğunu farkettim. bir saat o güneşi yedikten sonra arabaya bindim ve doğruca okulun yolunu tuttum. yaklaşık yarım saat yolculuktan sonra okuldaydım. best i aramak için yaklaşık 3 aydır kontör yüklemediğim telefonuma kontür aldım. çok canım yandı o kontörü yüklerken. bir anda cebinizden 15 ytl vermek gerçekten kolay iş değil. kontorü aldıktan sonra bari bestamiler gelene kadar henüz yatırmadığım ve üzerinden 15 gün geçen kredi kartı borcumun asgarisini de yatırdım. 60 milyon daha gitti. çok kötü olmuştum. 15 ytl den sonra 60 ytl daha. gerçekten kolay değil. neyse hiç paramın olmadığından kendime de 10 ytl çektim. 10 ytl nin 3,5 ytl siyle sigara aldım. inanılmazdı. sabah kahvaltı yapmadığım için iki poğaça ve bir çay aldım. o da 1,8 ytl yaptı. hava zaten sıcaktı ben içten içe eriordum. geriye biraz bozuk param kaldı. neyse bestamiler geldi çıkış işlemleri için o sıcakta okulu turladıktan sonra onu da hallettik. okulla hiç bir bağımız kalmadı.
sonra çiğdemin geleceğini söylediler onu city de beklemeye başladık. onu beklerken aldığım sigara ve cebimdeki para yavaş yavaş tükeniyordu. çiğdem geldi saat 11 sularıydı. (ama sular her zamanki gibi kesikti). ben tam sevinmiştim şimdi kalkarız diye. ama seylaninin de geleceğini söyleyince ben bir ya sabır çektim. neyse yaklaşık 1,5 saat bekledikten sonra seylani saat 12,5 sularında geldi. (sular hala kesik) seylani gelene kadar paket yarıya inmiş cebimde de 2,5 ytl kadar kalmıştı. seylaniyle yarım saat konuştuktan sonra paketin 3 de 2 si bitmişti ve 1,5 ytl param kalmıştı. ben artık düşünmüyordum. çünkü düşündükçe içi içimi yiyordu. bayağı da yemişti zaten o saate kadar.

o konuşmalar sırasında umutun 5 te gideceğini öğrendim. neyse dedim bari umutu aştiye bırakır oradanda beştepe de ki aydının yanına geçerim diye düşündüm. sonra seylaniyide alıp otostop çekmeye başladık. saatten ( ve sulardan ) bi haberdim. seylani; eryamanda kalacaksam benimde arkadaşıma gitmememi söyledi. biraz tartışmadan sonra; aydını sürekli göreceğimi ve seylaniyle son günlerimiz olduğu düşünüp tamam dedim. aydına gelemeyeceğimi mesajla bildirdim. yarım saat otostop çektikten sonra otobüse binip eryamana geldik. tabii her zamanki gibi ayakta. eryamana iner inmez umutu aradım. umut nerdesin yine bittin nerelere gittin ben seni göremeden dedikten sonra umut bizim kapının önünde olduğunu söyledi. ve bende zaten ordaydım. karşılaştık. eve girdik ben duş aldım hemen umutlara geçtik. saat 2,30 sularından bir iki bardak fazlaydı.(sular duşu aldıktan sonra tekrar kesilmişti). umutlarl 0,5 saat umutun ve kardeşinin toparlanmasını bekledikten ve seylaniye çevre ödevi için yardım ettikten sonra aştiye gitmek için eryaman-kızılay arabasına bindik. akşam saatlerinde kızılay tarafına fazla giden olmadığı için oturma şansı bulmuştuk. yaklaşık 30,35 dakika yorucu yolculuktan sonra aştiye geldik. yorucu diyorum çünkü o kadar yolu 75 model ikarus la gidersen oturarakta olsa yorulursun. aştiye geldiğimizde saat 4,20 sularıydı.(aştinin suları akıyordu sanırsam) cebimde hala 1,5 ytle vardı ve sigara da iki tane kalmıştı. umutun 50 kurşula yola çıkıcağına öğrenince cebimdeki 1,5 ytl nin 1 ini ona verdim. 50 kuruşuyla da su aldım. ve para suyunu çekmişti.(sıların niye kesik olduğu anladınız herhalde. para çekiyordu suyu) son iki sigarayı umutun kardeşi ufukla içtikten sonra kayseri otobüsünü beklemeye başladık. otobüs 5 te gelecekti. saniyeler dakikalara dakikalar da saatlere dönüşüyor İNCİ turizmin kayseri otobüsünden ses seda çıkmıyordu. görevlilere her sorduğumuzda şimdi geliyor yanıtını alıyorduk. en son bileti iade etmeye kalkıştık. ve adam arkadaşlar bu kez gerçekten geliyor dedi. bizde son bir şans verip tekrar bekleme peronuna döndük. evet otobüs geliyordu. ama saat 6,15 ti. eve ben yaklaşık 2 saat ayakta bekledikten sonra ve İNCİ turizmin ecdadını biraz gözden geçirdikten sonra otobüs gelmişti. neyse biraz duygusal sahnelerden ve kendimi ağlamak için zorlayıp ağlayamadıktan sonra(böyle durumlarda daha önce edindiğim bilgilere göre ağlanıyormuş. ya adamla 4 sene geçirdik ve ben de zerre gözyaşı yoktu. yine gidene sadece git dedim:) ) umut ve ufuk u uğurladım. umut gülere vermem için bana bir çanta bıraktı. evet eryamana dönme zamanım gelmişti. dönüş yolu için önümde iki seçenek vardı. 1 armadanın ordaki duraktan ayakta, ikincisi kızılay gidip ilk duraktan oturarak gitmek. bende zaten yorgunum deyip metroyla kızılaya gittim. eryaman durağına gelmeden 10 ytl çekip(sular geldi) sigara aldım. acayip de acıkmıştım. çünkü en son sabah iki poğaça yemiştim.eryaman durağına geldiğimde eryaman kuyruğu fazla değildi. ya bana bir boş koltuk kalırdı ya da ayakta gitmek için en güzel yer. neyse 15,20 dakika sonra otobüs geldi. sıra da benim geldiğimdekinin üç dört katına çıkmıştı. ve oturdum. son koltuk bana kalmıştı. çook mutlu olmuştum ama tehlikenin de farkındaydım. yaşlılar. ama o kadar yorgundum ki hiç bir yaşlıya yer vermek istemiyordum. neyse birinci yaşlı yanımdan geçti yüzüne bile bakmadım. ikincisi de geçti ben yine aldırmadım. üçüncü de geçti yine yerimi vermedim. çünkü kararlıydım ve ayakta gidersem kesin bayılırdım diye düşünüyordum. ve eyvah eyvah eyvah çocuklu bir bayan bindi. inanamıyorum. yavaş yavaş gelip benden o kadar genç insan varken gelip benden yer istedi. bende yerimi ver mek zor un da kal dım. kahretsin bu sıcakta her durakta gittikçe dolan otbüste ayakta gidecektim. tek tesellim otobusün bu sene hizmete başlayan MAN lardan olmasıydı. yerimi verdikten sonra otobüs gittikçe doluyordu. benim elimde de çanta vardı. ve inanın saunadann farksız olmuştu otobüs. devamını yazamıycam çok kötü oluyorum. özet olarak o gün İNCİ turizme, EGO ya, ANKARA ya, BELEDİYE ye, HACETTEPE ye........ bayağı bir yüklendim.

Yorumlar

  1. arkadaşlar bu olay külliyen yalan çünkü arkadaşın anlattığı gün biz beraberdik ve akşama kadar evde oturup film seyrettik ve sagopa dinledik... onun içindir ki bu arkadaşın hiç bi dediğine inanmayın hep böle bombacıdır palavra atar...

    YanıtlaSil
  2. bu arkadaşı tanımıyorum!!!

    YanıtlaSil
  3. tamam selimi tanımıyosun da beni demi tanımıcaksın bakalım, selime katılılıyorum, doğru söylüyor. sinan a da katılıyorum ama gülmekten :):):):):)::):)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

küfür istemiyoruzzzz

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mabel Matiz -Ya Bu İşler Ne-illuminati ifşası

Cem Karaca`nın Şarkısında Geçen Üçler, Yediler, Kırklar Mevzusu Üzerine...